Yeme bozukluğu ; hepimizin hayatı boyunca karşılaşabileceği problemler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kişinin sahip olduğu dış görünüşünden rahatsız olması ve zihinlerde olan ‘iyi beden’ algısının bu kişilerde önüne çok zor geçilebilen düşüncelerle kendini göstermesi yeme bozukluğunun tipik başlangıç evresi olarak bilinmektedir.
Kişiler, bu sahip oldukları düşüncelerden dolayı uzman kontrolünde olmayan diyetlerle kendilerine büyük yaralar bırakıp ve kimi zaman ölümle bile sonuçlanabilen durumlarla karşı karşıya kalabiliyor.
Görünüş endişesi olarak ele aldığımız bu yeme bozukluklarında, fizyolojik etkenlere nazaran, psikolojik etkenlerinde göz önünde bulundurulması gerektiği akıllardan çıkartılmamalı. Eğer bununla ilgili psikolojik bir neden varsa; uzmanların bunu rahatlıkla saptayıp gerekli tedavi planı çerçevesinde ilerleme kaydetmesi oldukça önem taşımaktadır.
PEKİ NEDİR YEME BOZUKLUĞU?
Kişinin kendi içerisinde yaşadığı problemlere, dışsal bir sözde çözüm getirmesi olarak ele alabiliriz.Bu durum genellikle dış görünüşüne çok fazla takıntılı olan kişilerin yaşadığı, yeme düzeni ve alışkanlıklarının zaman içerisinde farklılık göstermesiyle ortaya çıkmaya başlar. Genel olarak bu durumun, biyolojik yada psikososyal temelli olduğu görülmektedir. Her yaştan ve cinsiyetten bireyi etkileyebilecek bir hastalık olan yeme bozukluğunun, farkına hızlı bir şekilde varılmalı ve bir an önce tedavi planının başlatılması gerekmektedir. Çünkü ilerleyen ‘yeme bozukluğu’ hastalığında ölüm yada intihar riskinin çok yüksek olduğu bilinmektedir.
YEME BOZUKLUĞU NEDEN ORTAYA ÇIKAR ?
Yeme bozuklukları genel olarak aile içerisinde görülen şiddetten, bireyin sahip olduğu düşük benlik saygısından, yaşadığı kimlik karmaşasından, içerisinde olduğu depresyona kadar birçok farklı sebebi olabilir.Kilosuna ve dış görünüşüne normalden daha fazla dikkat eden kişiler, bu hastalığa çok daha kolay yakalanabilir. Kişinin sahip olduğu bu ‘Sosyolojik Kaygılar’ yani beğenilme arzuları, sahip olduğu ego, toplum içerisinde kolay kabul görme ve yine kişinin gösterdiği ‘Fizyolojik istekler ‘ yani kilosundan utanç duyma yada manken gibi olmak istiyorum düşünceleri bu hastalığın pençesinde olan bireylerden sıklıkla duyduğumuz şikayetler.
PEKİ TEDAVİSİ ?
Tedaviye erken başlamak kişi için en büyük şanstır. İlk olarak yaşadıkları duygusal sorunların ele alınması gerekmektedir. Kişinin yansıttığı ruh halinin çok iyi anlaşılıp, bu yönde tedavi planının gerçekleştirilmesi oldukça elzemdir. Yeme bozukluğu, sadece ilaç tedavisi ve kilonun kontrolü ile önlenebilecek bir rahatsızlık değildir. Kişinin yaşadığı nöbetlerin saptanması ve bunların altında yatan gerçeklerin açığa çıkarılması gerekmektedir. Yeme bozukluğu yaşayan bireylerde; aile desteğinin de çok büyük oranda yardımı vardır. Psikoterapi ve ilaç desteği sayesinde hastaların çok daha iyi sonuçlar aldığını gözlemlenmektedir. Yeme bozukluğu tanısı almış kişilerin, uzmanlar tarafından sağlanan beslenme danışmanlığı ve yine uzmanlar tarafından sağlanan psikoterapi hizmetini, psikiyatrik tedavi ile beraber almaları oldukça önemlidir.